Yetenek doğuştan mı gelir? Yoksa sonradan edinilir mi? Öyle ya da böyle yetenek tutku, çaba ve azim olmadığı sürece saklı kalmaya mahkumdur. Araştırmalar çaba gösterilmediği sürece yeteneğin kendini göstermediğini ortaya koyuyor. Aslında umut veren bir gerçek öyle değil mi?
Çocuğunuzu gözlemleyin, öğretmeniyle görüşün, onunla sohbet edin… Yapmaktan mutlu olduğu şeyler bir bir kendini gösterecektir. Bu yönlerini geliştirmek için çaba harcar, motive olur ve doğru yönlendirilirse harikalar yaratması işten bile değil. Elbette ki tüm çabasına rağmen her çocuğun bir Da Vinci ya da Mozart olmasını bekleyemeyiz ama yeteneklerini sergilemesini ve onları geliştirmesini beklemek oldukça yerinde olacaktır.
Çocuğunuzu ateşleyen anları bulmaya çalışın:
Yapılan son araştırmalar, kendilerini yetişkin birer “müzisyen” olarak gören çocukların kendilerini böyle değerlendirmeyen çocuklara göre 400 kat daha başarılı olduğunu ortaya koymuş. Başarı genlerimizde gizli değil,motivasyonumuzun gücüne bağlı aslında. “Onlar gibi olacağım!”demek ise en önemli tetikleyici. DEHB’li bir çocuk “onlar gibi olacağım” sözünü cesaret ile söyleyemeyebilir. DEHB’yi önünde en büyük engel olarak görebilir. Ona Mozart, EmilyDickinson, Abraham Lincoln, JustinTimberlake, Albert Eisntein, Salvador Dali, Bill Gates, Walt Disney gibi ünlülerin ve başarılı iş adamlarının da DEHB’li olduklarını söyleyebilirsiniz.DEHB’nin bir engel değil, yepyeni kapılar açan muhteşem bir “farklılık” olduğunu vurgulayabilirsiniz.
Vazgeçmek yok!
Yeteneğimiz konusunda ne kadar çok kendimizi zorlar, hata yapar ve hatalarımızdan ders alırsak o kadar çok yeteneğimizi geliştiririz. Her hatada vazgeçmek yerine, yeteneğinin üstüne giden çocuklar yeteneklerini tam ortaya koyabilirler.DEHB’nin arkasına saklanmasına izin vermeyin. Onun olumlu özelliklerine odaklanın. Sorun yaratan durumlar için onunla birlikte taktikler ve yöntemler geliştirin. Nelerde çok iyi olduğunu tespit edip o yönlerini geliştirmesi için fırsatlar yarattıkça onun da kendini kötülemeyi bırakıp, kendinden emin biçimde denemeye çalıştığını göreceksiniz.
Yavaş yavaş…
Acele etmeden öğrenmek, gelişmenin en iyi yoludur. Çünkü hatalarınızı anlar, onları düzeltir ve yeteneğinizi geliştirmek için neler yapabileceğinizi görürsünüz.DEHB’liler için günlük hayatındaki sorumlulukları bile küçük parçalara ayırmak gerekirken yeteneğini geliştirmesi için acele etmemesi en doğrusu olacaktır.
Çabayı takdir edin, yeteneği değil!
Çocuğunuzun zekasını, yeteneğini takdir ederseniz ona yeteneği olmadan bir yere varamayacağı mesajınızı verirseniz. Ama çabasını takdir ederseniz çalışarak harikalar yaratabileceği mesajını vermiş olursunuz. “Çok iyi futbol oynuyorsun” dediğiniz çocuk çalışmasa da iyi futbol oynayacağını düşünür. Oysa “Çok çalıştın ve bugün maçta çok iyi defans yaptın” dediğiniz çocuk çabaladıkça daha da iyi olacağını düşünür. Onun yeteneğini öldürmek istemiyorsanız çabasını takdir edin. Özellikle her an yapamadıkları şeyler için eleştirilen DEHB’li çocuklar için gösterdikleri çabanın takdir edilmesi daha da önemli.
Taklit etmek yeteneğine giden yoldur…
Bebekler büyükleri taklit ederek öğrenmez mi? Bir yeteneği kazanmanın ilk adımı onu yapmaktır. Yani iyi bir tenis oyuncusu olmak istiyorsanız tenis şampiyonlarından birini seyredip onun yaptıklarını yapmaya çalışabilirsiniz. Tek başına elbette yeterli değil. Ama tekniği öğrenirken o tekniği kullananları taklit etmek yeteneğe giden yolu kısaltabilir.
Bir adım geride durun
Siz ne kadar zorlarsanız zorlayın çocuğunuzun içinden gelmiyorsa herhangi bir şeyi yapması, yeteneğini geliştirmesi mümkün değil. Sizin yapmanız gereken sadece,
- Çocuğunuzun gerçekten gönlünden geçeni bulabilmek
- Çabasını takdir etmek
Kısacası gönlünü neye kaptırdığını bulun ve tüm çabasını buna harcaması için ona destek olun. Yeteneği bir süreç olarak görmelisiniz. Tutkusunu keşfettiğinde hayatı da gerçek anlamda değişir. Küçük küçük adımlarla ilerlemesi için yönlendirin. Her bir küçük adım çaba gösterdikçe daha iyisini yapacağının bir kanıtı olacak. Çocuğunuza da yeteneğin doğuştan olmasının yeterli olmadığını hatta doğuştan olmasının şart olmadığını anlatın. Hatalar ise utanılacak kusurlar değil, aksine ders alındığında yeteneği geliştirmede en büyük destek. Yeteneğe giden yolda küçük birer adım… Hatalar olmazsa mükemmele ulaşmak neredeyse imkansız.