Günün sonunda çocuğunuz yüzünde kocaman bir gülümseme ile okuldan eve geldiğinde dünyalar sizin oluyor. Ama gelin görün ki DEHB’li bir çocuğunuz varsa böyle günlerin sayısı az olabiliyor. Çocuğunuz her gün okuldan pes etmiş, biraz daha üzgün geldikçe tüm zırhınızı kuşanıp öğretmeninin ya da okul müdürünün belki de rehberlik hocasının kapısını tıklatmak isteyebilirsiniz. Bu da doğru bir karar olur. Ama nasıl bir zırh kuşandığınız çok önemli. Kuşandığınız zırh, çocuğunuza verilecek desteği belirleyecek. Bunu aklınızdan çıkarmayın.
Bildiklerini paylaşmadan, öğretmenden gerekli adımları atmasını beklemek, DEHB’li çocukları olsun olmasın, genel olarak anne-babaların düştükleri bir hatadır. Oysa doğru olan talep eden değil karşılıklı saygı, anlayış ve işbirliği içeren bir yaklaşımda bulunmaktır.
Çocuğunuz sınıf düzenini bozuyor, arkadaşlarının dikkatini dağıtıyor olabilir. Bu konuda öğretmenin haksız olduğunu söyleyebilir misiniz? Ama zırhınızı kuşanıp anında çocuğunuzu savunmaya geçerseniz savaşı baştan kaybedebilirsiniz. Elinizde bu konuda öğretmene ve çocuğunuza yardımcı olabilecek bilgiler, taktikler olabilir ama doğru şekilde paylaşmadığınız sürece hiçbiri hiçbir işe yaramaz. Öğretmen kendini bu konuda ne kadar rahat hisseder, baskı altında görmez ise DEHB hakkında o kadar bilgi edinmek isteyecek ve çocuğunuza destek olacaktır. Bırakın kendi isteğiyle sürece dahil olsun.
Kendinizi öğretmenin yerine koyun:
Farklı ihtiyaçları olan, farklı karakter ve becerilerdeki çocuklara aynı anda, aynı konuyu öğretmeye çalışıyorlar. İşleri çok zor! Maddi olarak karşılığını almıyor olabilirler. Bir de siz gidip DEHB’li çocuğunuz için özel destek vermesini istiyorsunuz? Tutumunuza bağlı olarak bu bardağı taşıran son damla da olabilir,öğrencisine destek vermesi için iyi bir motivasyon da..
Bardağı taşıran son damla: “Çocuğuma yeterince destek vermediğiniz için arkadaşlarının gerisinde kalıyor. Artık ihtiyacı olan desteği vermenizi bekliyorum.”
Destek vermesi için motivasyon: “Çocuğuma ne kadar destek olduğunuzun farkındayım. Ama yine de bazı konularda geri kalıyor gibi geliyor. Sizin de bazı endişeleriniz olduğunu görebiliyorum. Neler yapabiliriz?”
Ekibin bir parçası olun:
Okul Aile Birliği’ne katılabilirsiniz. Benzer desteğe ihtiyacı olan öğrenciler varsa velileri ile tanışın, konuşun. Bir çocuk adına konuşmak yerine daha çok çocuk adına konuşmak daha avantajlı olacaktır.
Desteğinizi esirgemeyin:
Sınıf içi aktiviteler, kütüphane, okul dışı aktiviteler,… Gönüllü olarak yapabileceğiniz konularda okula destek verin. Bu sizi onlardan biri yapacaktır. Yani çözümün bir parçası… Hem bu sayede çocuğunuzun okulda yaşadığı sorunları daha yakından gözlemleme şansını da yakalayabilirsiniz.
Her sorunu hemen dile getirmeyin:
Bir sorunu paylaşıp paylaşmamak konusunda kararsız kaldıysanız kendinize 2 hafta kadar zaman tanıyın. Tereddütleriniz varsa o kadar da önemli olmayabilir. 2 hafta sonra hala paylaşmanız gerektiğini düşünüyorsanız ilgili kişilerle mutlaka görüşün. Artık paylaşmaya değer bulmadıysanız küçük sorunlar için bile dırdır eden veli olmaktan kurtulmuş olur, önemli konularda daha çok ciddiye alınırsınız.
Sorunları önceden görmeye çalışın ve çözüm üretin:
Yılın ortasında ani bir öğretmen değişikliği yaşandıysa, süreci başlatmak için hem öğretmenden hem de ilgili diğer kişilerden görüşme talep edin, şu ana kadar yapılanları ve çocuğunuza ne kadar katkıda bulunduğunu paylaşın. Bırakın o da düşüncelerini paylaşsın. Belki de yeni öğretmen daha iyi çözümlerle karşınıza çıkacaktır. Çocuğunuzun altından kalkamayacağı uzun dönemli bir proje verildiğini düşünüyorsanız öğretmenin beklentilerini dinleyin, önerilerinizi paylaşın, birlikte çocuğunuza nasıl destek olabileceğinize karar verin.
Erken harekete geçin ve hızlı davranın:
Sorunlar ortaya çıkmadan önce harekete geçin. Daha okulun başında olabilecekleri paylaşın, çözüm önerilerinizi sunun ve her türlü yardıma hazır olduğunuzu, her türlü fikre açık olduğunuzu belirtin. Ne siz ne de öğretmeni çocuğunuzun başarısız olmasını istemiyorsunuz. En baştan bir ekip olmakta fayda var.
Geri bildirimde bulunun:
İyiler de dahil olmak üzere çocuğunuzun gösterdiği her türlü gelişimi öğretmeni ve okulu ile paylaşın. Öğretmenlik kalpten yapılan bir meslektir ve yardımlarının takdir edildiğini görmek onlar için çok değerlidir.
Çocuğunuzu dahil edin:
DEHB’li çocuklar büyüdükçe ve bu durumları ile baş etmeyi öğrendikçe çözümün bir parçası olarak onları da öğretmen ve okul ile iletişime dahil edebilirsiniz.
Yıl boyunca çocuğunuzun gösterdiği akademik, sosyal ve duygusal gelişimine şahit olmak en büyük mutluluk. Unutmayın sizin, çocuğunuz ve öğretmenleriyle iletişiminiz ve ilişkiniz ne kadar güçlüyse kat edeceğiniz yol o kadar uzun olacaktır. Sadece yardım istemeyin. Çözümün bir parçası olun.